İmam Gazali’nin Yöneticilere Tavsiyeleri

Dinin süsü; âlimlerin onuru Hüceetü’l-İslam İmam Gazali (rah.a.), Sultan Muhammed b, Melikşah’ı muhatap alarak şöyle konuştu: Ey âlemin hükümdarı! Doğunun ve batının iktidarını elinde bulunduran! Bilmelisin ki, Allah sana apaçık pek çok nimet ve imkânlar …

Dinin süsü; âlimlerin onuru Hüceetü’l-İslam İmam Gazali (rah.a.), Sultan Muhammed b, Melikşah’ı muhatap alarak şöyle konuştu:

Ey âlemin hükümdarı!

Doğunun ve batının iktidarını elinde bulunduran!

Bilmelisin ki, Allah sana apaçık pek çok nimet ve imkânlar bahsetmiştir. Bu nedenle O’na şükretmeli ve sana sağlanan imkânlardan başkalarının da faydalanmasını sağmalısın. Kim, elindeki imkânlardan dolayı Allaha şükretmezse, imkânlarını yok olmakla karşı karşıya bırakmış ve kıyamet günü bu ihmal ve kusurundan ötürü mahcubiyeti hak etmiş olur. Ölümle birlikte son bulacak imkânın, akleden insan yanında bir kıymeti yoktur. Çünkü ne kadar uzasa da ömrün, süresi tamamlandığında insana hiçbir yararı yoktur. Nuh (a.s.) bin seneyi aşkın bir süre yaşadı. Fakat ölümünden bugüne kadar geçen beş bin yıllık zaman dilimine bakıldığında, sanki Nuh (a.s.) diye biri tarihte hiç yaşamamış gibidir, kendisinden eser kalmamıştır.

Öyleyse itibar ve değer, geceler ve günler sürdüğü sürece devam edecek olan nimet ve imkândan yana gösterilmelidir. Bu imkân ise, Allah’a iman nimetidir. Allah bu imkânla insana ebedî bir mutluluk ve son bulmayan bir nimet bahşetmektedir. Yüce Allah, sana bu nimeti vermiş ve kalbinin saflığına iman tohumunu yerleştirmiştir. Akabinde sana onu büyütüp geliştirme yetenek ve kabiliyetini kazandırmıştır. Daha sonra bu tohum, kökleri toprağın derinliklerinde sabit, dallan gökyüzüne doğru uzanmış bir ağaç oluncaya kadar onu teslimiyet ve kulluk suyuyla sulamanı emretmiştir. Nitekim Allah şöyle buyurur; “Görmedin mi Allah nasıl bir misal getirdi: Güzel bir sözü, kökü (yerde) sabit, dallan gökte olan güzel bir ağaca (benzetti).”1

İman ağacının kökleri, gönlün derinliklerinde sağlamca tutunmazsa, dalları gelişemez. Böyle bir ağacın, ölüm rüzgârının veya fırsatları bitiren fırtınanın esintisiyle, son nefeste kökünden sökülüp devrilmesinden korkulur. Derken kul, imansız kalakalır ve Rabbine her türlü iyilikten mahrum bir halde kavuşur. Bu duruma düşmekten Allah korusun.

Ey iktidar sahibi!

Bil ki, Bu iman ağacının on kökü ve on dalı vardır. Onun ilk kökü, kalple inanmak; ilk dalı da organlarla inancın gereğini yerine getirmektir. Bu ağaç yüceler katında kabul edildiği takdirde bu on kök ve on dal, âlemin hükümdarı bu ağacı büyütüp geliştirsin diye açıklanmıştır. Bundan dolayı onun, haftada bir günü Rabbine ibadet için ayırması ve o günde ahiret işleriyle meşgul olması uygun olur. Bu ise, cuma günüdür. Kuşkusuz cuma, müminlerin bayram günüdür ki, onda gizli ya da açıktan dua edip, ihtiyacını dile getiren herkesin Allah tarafından duasının kabul edilip, her türlü ihtiyacının görüldüğü bir zaman vardır.

Yedi günden bir gününü Rabbine hizmet için ayırsan, ne olur sanki? Ne kaybedersin? Bu şu örneğe benzer: Senin bir kölen var ve kalan altı gündeki hatalarını telafi etmesi için sen haftada sadece bir gününü sana hizmete ayırmasını ondan istiyorsun. Bu köle bu konuda emrine karşı gelse, sen ona hiç değer vermezsin. Hâlbuki o köleyi sen yaratmadın! Onun senin kölen olması da sözün gerçek anlamında bir kölelik değildir.

Ey iktidar sahibi!

Sen Allah’ın yarattığı bir mahlûksun ve gerçekten onun kölesisin (kulusun). Emrindeki kölenin yapmasından hoşlanmadığın şeyleri sen de yapmaktan hoşnut olmamalısın. Cuma gecesi oruca kalk; buna perşembeyi ekleyebilirsen bu çok daha güzel olur. Cuma sabahı erkenden kalk, yıkan ve seni vakarlı gösteren, namaza engel bir durumu bulunmayan ve ipekten yapılmış olmayan elbiseni giyin!
Sabah namazını cemaatle kıl ve güneş doğuncaya kadar kimseyle konuşma! Kıbleden başka yöne dönme, teşbihi eline al ve bin kez, “La ilahe ilâh Muhammedün Resûlullah” de! Güneş doğduktan sonra birini çağır sana bu kitabı okusun. Bu kitaptakiler hafızanda iyice yer etsin diye bu okumaları her cuma sürdür. Kitap okuma işi bittikten sonra dört rekât namaz kıl ve ardından kuşluk vaktine kadar Allah’ı teşbih et! Bu namazın sevabı, özellikle cuma günleri, oldukça büyüktür, iktidar koltuğunda ya da yalnız başına iken şu duayı devamlı oku: “Allahümme salli ala Muhammedîn ve alâ âli Muhammed”. Yine o günde imkân bulabilirsen, Allah için sadakalar ver! Haftanın bir gününü bu şekilde Allah’a ayır ki, O da haftanın kalan günlerindeki hatalarını bu sebeple temizlesin.

Kaynakça:

  1. İbrahim, 24