Ekşi Sözlük’te yazılan “Mehmet Akif Ersoy (Gazeteci)” başlığı altındaki içerikler makale formatında yeniden düzenlenmiştir.
Veriler, 251 sayfalık bölümde yer alan 2535’den fazla yorumdan derlenmiş olup; her bir yorumun yazarı, yorumu, tarihi ve URL bilgileri de kaydedilmiştir. Bu başlık altındaki ilk gönderi, 05.05.2010 tarihinde “radioheadbanger” adlı yazar tarafından paylaşılmıştır. Verinin çekildiği en son gönderi ise 15.08.2025 tarihinde “vivolino” adlı yazar tarafından yazılmıştır.
Bu gönderi altına toplamda 1982 farklı yazar tarafından yorum yapmıştır. 2025 yılında 407, 2024 yılında 410, 2023 yılında 1324 adet yorum yazılmıştır. Diğer bir istatistik ise en çok yorum yazan yazarlar şu şekildedir: “nutellali balik ekmek” adlı yazar 13 yorum, “ego” adlı yazar 12 yorum ve “kardiyopark” adlı yazar 10 yorum yazmıştır.
Ardından bu veriler temizlenmiş ve okunabilir bir hale getirilmiştir. Daha sonra NotebookLM aracılığıyla değerlendirilmiş, uygun olmayan kelime ve ifadeler titizlikle ayıklanmıştır. Bu çalışmada, farklı kesimlerden ve farklı düşüncelere sahip kişilerin ortak bir konu hakkındaki görüşleri bir araya getirilmiştir. Toplanan veriler analiz edildiğinde anahtar konular olarak gazetecilik anlayışı, habercilik değişimi, deprem yayıncılığı, siyasi konumu ve kişisel algısı öne çıkmaktadır. Böylece toplumun geniş bir yelpazesini yansıtan bir bakış açısı sunulması amaçlanmıştır.
Umarım bu çalışma, okuyucular için faydalı olur. İyi okumalar.
Gazeteci Mehmet Akif Ersoy: Kamuoyu Algısı ve Gazetecilik Yaklaşımının Akademik Bir Analizi
Bu makale, gazeteci Mehmet Akif Ersoy hakkında geniş bir kamuoyu yorumu veri setini inceleyerek, onun profesyonel kişiliğini ve gazetecilik anlayışını akademik bir perspektifle analiz etmektedir. Çalışma, 1982 adet yorumun niteliksel içerik analizine dayanmakta olup, bilimsel yöntemlerle elde edilen bulguları sunmaktadır.
Giriş
Mehmet Akif Ersoy, Türkiye medya sahnesinde uzun yıllardır aktif rol alan bir gazetecidir. Kariyerinin farklı dönemlerinde savaş muhabirliğinden stüdyo moderatörlüğüne geçiş yapmış, bu süreçte hem takdir toplayan hem de eleştirilere maruz kalan bir profil çizmiştir. Bu çalışma, Ersoy hakkındaki kamuoyu algısını, kariyerindeki temel dönüm noktalarını ve gazetecilik yaklaşımına ilişkin yaygın kanaatleri derinlemesine incelemeyi amaçlamaktadır.
Metodoloji
Bu analiz, gazeteci Mehmet Akif Ersoy hakkında ekşi sözlük platformunda yazılmış 1982 adet yorumun kapsamlı bir incelemesine dayanmaktadır. Veri seti, yorumlardaki ana temaları, tekrar eden anahtar kelimeleri ve Ersoy’un kişiliği ile gazetecilik tarzına dair ortaya çıkan anlatı kalıplarını belirlemek üzere niteliksel içerik analizi yöntemiyle ele alınmıştır. Yorumlar, gazetecinin saha deneyimi, stüdyo performansı, siyasi duruşu ve kriz anlarındaki tutumu gibi kategoriler altında değerlendirilmiştir. Bu yaklaşım, Ersoy’un kamuoyu nezdindeki karmaşık ve çok yönlü imajını ortaya koymayı hedeflemektedir.
Mehmet Akif Ersoy’un Gazetecilik Kariyeri ve Kamuoyu Algısı
Mehmet Akif Ersoy’un kariyeri, saha muhabirliğinden başlayıp stüdyo moderatörlüğüne uzanan bir yelpazeyi kapsamaktadır. Kamuoyu yorumları, bu evrelerdeki performansına ve kişiliğine dair oldukça çeşitli ve zaman zaman çelişkili görüşler sunmaktadır.
1. Saha Muhabirliği Dönemi: Cesaret ve Profesyonellik
Ersoy’un kariyerinin başlangıcında özellikle savaş muhabirliği kimliği ön plana çıkmaktadır. TRT Kahire temsilcisi olarak görev yapması ve daha önce Şam, Erbil ve Addis Ababa’da temsilcilikler üstlenmesi, onun uluslararası ve çatışma bölgelerindeki deneyimine işaret etmektedir. Arap Baharı sürecinde Libya, Yemen, Suriye ve Mısır’daki olaylara tanıklık ettiği ve Libya’nın devrik lideri Muammer Kaddafi ile yaptığı röportajın yankı uyandırdığı belirtilmektedir. Bu röportaj, birçok yorumcu tarafından kariyerinin önemli bir başarısı olarak görülmektedir.
Afganistan’da Taliban’ın yönetimi ele geçirmesi sürecindeki sahadan yaptığı yayınlar, cesareti ve gerçekleri aktarma çabası nedeniyle geniş takdir toplamıştır. Kendisinden başka Türk gazetecinin bulunmadığı bir ortamda görev yapması, “gerçek gazetecilik” örneği olarak gösterilmiştir. Bazı yorumcular, sıcak çatışma ortamlarında dahi metanetini koruduğunu ve duygusal tahribata rağmen mesleğini icra ettiğini belirtmişlerdir. Ayrıca, Arapça ve İngilizce gibi yabancı dillere olan hakimiyeti, bölge halkı ve yetkililerle iletişim kurmasında önemli bir avantaj olarak vurgulanmıştır.
2. Stüdyo Moderatörlüğü Dönemi: Çelişkili Algılar
Saha muhabirliğinin ardından Habertürk’e geçerek “Nedir Ne Değildir” gibi programlarda moderatörlük yapmaya başlamasıyla birlikte, Ersoy hakkındaki algılar daha da kutupsallaşmıştır.
- Olumlu Yorumlar: Stüdyo ortamında da tarafsız, adil ve ilkeli olduğunu savunanlar çoğunluktadır. Konuklara eşit davrandığı, yanlış söylemleri düzelttiği, hakkaniyetli olduğu ifade edilmiştir. Özellikle Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı ve Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı’na yönelttiği sert sorular takdir görmüştür. Bu durum, onun korkusuz gazetecilik yapabildiğinin bir göstergesi olarak yorumlanmıştır.
- Olumsuz Yorumlar: Diğer yandan, Ersoy’u yandaş, taraflı ve yetersiz bulan eleştiriler de mevcuttur. Özellikle iktidar partisine (AKP) yakın bir çizgide olduğu, muhalif konuklara karşı taraflı davrandığı ve onları sıkıştırdığı, iktidar temsilcilerine ise ılımlı yaklaştığı iddia edilmiştir. Konuşmacıların sözünü kesmesi, laubali hitapları ve konudan saptırması da eleştirilen noktalar arasındadır. Hatta bazı yorumlar, onun gazetecilikten ziyade “operatör,” “kukla,” “Ahmet Hakan’ın veliahtı” gibi sıfatlarla anılması gerektiğini savunmuştur. Bazı kaynaklar, kendisinin Diyanet İşleri Başkanlığı’nda danışmanlık yapmış olması ve İran istihbaratıyla bağlantılı olduğu iddialarını da dile getirmiştir.
3. Deprem Dönemi ve “Geri Vites” Tartışmaları
2023 Kahramanmaraş depremleri, Mehmet Akif Ersoy’un kamuoyu algısında önemli bir dönüm noktası olmuştur. Sahadan yaptığı gerçekçi ve cesur yayınlar, bölgedeki eksiklikleri ve durumu filtrelemeden aktarması, büyük takdir toplamıştır. Özellikle Hatay’daki durumu gözler önüne seren ışıkları kapatma eylemi, bölgedeki karanlığı ve çaresizliği çarpıcı bir şekilde göstermesiyle tarihi bir yayıncılık olarak nitelendirilmiştir. Enkaz altından sesler duyduğu halde yardım edemediği için parmak uçlarında yürüdüğünü ifade etmesi, izleyicilerde derin bir empati uyandırmıştır. Ayrıca, deprem bölgesindeki arama kurtarma ekipleri arasındaki rekabet iddialarını dile getirmesi de gündem olmuştur.
Ancak, deprem sonrası süreçte bazı yorumcular, onun siyasi konjonktüre göre pozisyon aldığını ve “geri vites yaptığını” iddia etmiştir. Bu değişim, bazıları tarafından vicdan muhasebesi ve gerçek gazeteciliğe dönüş olarak yorumlanırken, diğerleri tarafından ise oportünist bir hamle olarak değerlendirilmiştir. Özellikle İletişim Başkanlığı’nın kontrolünde olduğuna dair iddialar bu dönemde de devam etmiştir.
4. Tartışmalı Siyasi Duruş ve İmaj Değişimi
Ersoy’un siyasi yakınlığı ve taraflılık algısı sıkça dile getirilen bir konudur. Kendisinin “siyasal İslamcı”, “milliyetçi” veya “muhafazakar” bir geçmişe sahip olduğu belirtilmektedir.
Son dönemlerde, özellikle siyasi gerilimlerin arttığı seçim süreçlerinde, bazı yorumcular onun iktidarın hizmetinde bir araç haline geldiğini ileri sürmüştür. Özellikle Muharrem İnce ve Ekrem İmamoğlu gibi muhalif adaylarla yaptığı programlardaki tavrı, siyasi propaganda yapmakla suçlanmasına yol açmıştır. Bazı eleştiriler, onun “Ahmet Hakan’laşma” sürecinde olduğunu iddia etmiştir.
Gazetecinin HDP/DEM Parti’ye yönelik tutumu da sıkça tartışılan bir diğer konudur. Geçmişte terörle arasına mesafe koymayanları yayına almayacağını belirtirken, son dönemde DEM Partili siyasetçileri ağırlaması, tutarsızlık olarak eleştirilmiştir. Özellikle bölücü terör örgütüyle ilişkili kişilerin topluma kazandırılması gerektiği yönündeki ifadeleri, milliyetçi kesimden sert tepkiler almıştır.
5. Kişisel Özellikler ve Mesleki Yaklaşım
Yorumlar, Mehmet Akif Ersoy’un kişiliğine dair farklı nitelikler atfetmektedir:
- Olumlu: Efendi, doğal, kasmayan bir kişiliği olduğu, vicdanlı ve iyi niyetli olduğu ifade edilmiştir.
- Olumsuz: Sıkıcı, enerjisi düşük, yetersiz sözel zekaya sahip, aşırı politik, küstah, laubali, samimiyetsiz ve vasat olduğu gibi yorumlar da mevcuttur. Röportajlarındaki mimiksiz, “robot gibi” bakışları bazıları tarafından bir yetenek olarak görülürken, diğerleri tarafından ilgisizlik ya da yetersizlik olarak yorumlanmıştır.
Sonuç ve Değerlendirme
Gazeteci Mehmet Akif Ersoy hakkındaki kamuoyu yorumları, onun profesyonel kariyerini ve kişiliğini karmaşık ve çok boyutlu bir biçimde ortaya koymaktadır. Bir yanda, özellikle savaş ve afet bölgelerindeki cesur, ilkeli ve gerçekleri aktaran saha muhabiri kimliğiyle takdir edilen, güven veren, vicdanlı bir figür olarak öne çıkmaktadır. Kaddafi röportajı ve depremdeki ışık kapatma eylemi gibi anlar, onun gazetecilik anlayışının zirve noktaları olarak kabul edilmiştir. Bu dönemlerde, medyanın genel yandaşlık eğiliminden ayrışarak bağımsız bir ses olma çabası, geniş kitlelerce olumlu karşılanmıştır.
Diğer yanda ise, özellikle stüdyo ortamında ve politik tartışmalardaki moderatörlük performansı, taraflılık, yetersizlik, siyasi oportünizm ve hatta iktidarın bir aparatı olma suçlamalarıyla eleştirilmiştir. Muhalif siyasetçilere karşı sert tutumu ve iktidar temsilcilerine karşı yumuşak yaklaşımı, onun “Ahmet Hakan’laşma” sürecinde olduğu yorumlarına yol açmıştır. Kriz sonrası siyasi konjonktüre göre pozisyon değiştirme (“geri vites”) algısı, onun tutarlılığına dair ciddi şüpheler uyandırmıştır. Ayrıca, HDP/DEM Parti’ye yönelik çelişkili tutumları ve ailesiyle ilgili bazı iddialar da bu olumsuz algıyı beslemiştir.
Mehmet Akif Ersoy’un hikayesi, günümüz Türkiye medyasının içindeki basınç, kutuplaşma ve beklentiler sarmalını açıkça gözler önüne sermektedir. Bir gazetecinin bağımsızlığını koruma mücadelesi ile çalıştığı kurumun ve ülkenin siyasi ikliminin dayattığı sınırlar arasındaki gerilimi, onun kariyerinde belirgin bir şekilde gözlemlemek mümkündür. Kamuoyunun bu denli geniş ve çelişkili yorumları, Ersoy’un önemli bir medya figürü olmasının yanı sıra, Türkiye’deki gazeteciliğin genel durumu ve halkın medyadan beklentileri hakkında da değerli ipuçları sunmaktadır. Bu durum, gazetecilik mesleğinin etik ilkeleri, kişisel duruş ve dışsal baskılar arasındaki hassas dengeyi sürdürme zorluğuna bir örnek teşkil etmektedir.