Muhyiddin-i İbn Arabi – Yıldızların Mevki (Mevâki’un Nucûm)

Diriliş Ertuğrul Dizisi: Tapınak Şövalyelerinin Komutanı Üstad-ı Azam ve İbni Arabi K.S. yer aldığı kitap sahnesi… Hazret-i eş-Şeyh’ul Ekber Muhyiddin-i İbn Arabi (K.S.V)’nun “MEVÂKİ’UN NUCÛM — Yıldızların Mertebeleri” namlı eserini nasipkârlarına ulaştırmaya vesile kılan ALLAH’a …

Diriliş Ertuğrul Dizisi: Tapınak Şövalyelerinin Komutanı Üstad-ı Azam ve İbni Arabi K.S. yer aldığı kitap sahnesi…

Hazret-i eş-Şeyh’ul Ekber Muhyiddin-i İbn Arabi (K.S.V)’nun “MEVÂKİ’UN NUCÛM — Yıldızların Mertebeleri” namlı eserini nasipkârlarına ulaştırmaya vesile kılan ALLAH’a şükr olsun, yaratmış olduğu sonsuz âlemlerdeki zerreler miktârınca âlemlerin nûr kaynağı, HAK’kın Hâbibi, Rasûlallah Efendimiz Muhammed Mustafa Aleyhisselâtû Vesselâm’a da Selâm olsun.

Çok sevinçliyiz, çok mutluyuz. Zirâ çok iyi idrâk etmekteyiz ki bu gibi Tasavvufî eserleri telif etmek, neşr etmek, okumak ve özellikle de okunan nükteleri kavramak, onlarla özdeşleşerek yaşamak ancak ve ancak çok büyük bir lûtf-u İlâhi, ikrâm-t ilâhî, tevfik-i İlâhî ve himmet sayesinde mümkündür.

İşte bu lûtf-u İlâhîye ve ikrâm’a nâil olabilenlere Selâm olsun. Allah cümlemizi bu yolda daim eylesin. MÛİN’imiz olsun.

Hazret-i eş-Şeyh’ul Ekber Muhyiddin-i İbn Arabi (K.S.) bu kıymetli eserini meşhûr eseri “FUTU HAT” da gerek mevzûsu gerekse konulara açıklık getirmek için bir çok yerinde defalarca zikrederek tanıtmıştır. Adetâ Futuhat’da anlaşılamayan mevzûların daha da iyi anlaşılabilmesi için başvurulacak eser olarak “Mevâkî’un Nucûnı”u tavsiye etmiştir. Dolayısıyla Şeyh’ul Ekber Muhyiddin-i İbn Arabî (K.S.) bu tanıtımlarının bazılarını SUNUŞ bölümüne koyarak eserin muhtevasını yani Eserin tanıtımını ancak Hazret-i Şeyh’in yapabileceğinin bilincinde olarak sözü ona bırakıyoruz…

— Mevâkî’un Nucûm’da zikr ettiğimiz herşey, bu açılmanın verdiğinin ancak bir kısmıdır…

İlim ve mârifet’in ve bu ikisi arasındaki farkın tahkik edilmesini isteyenlerin üzerine, bize âit Mevâkî’un Nucûm kitâbını okumak gerekir.

Allah’a ait samedânî (ebedî) tecellîde mârîfetler, hakîkâtlar, ziyâ sırtları vesâireden (doğan) bu menzilin tazammum ettiğine vakıf olmak isteyen Mevâki’un Nucûm kitâbında bâb’ül kalb — Kalb’in Feleği içinde onu mutâlaa etsin…

Biz bunları (uzuvlarla ilgili) tam olarak, onlara âit, nûrlar, menziller, sırrlar ve tecelliler ile birlikte, Mevâkî’un Nucûm isimli kitabımızda beyân ettik… Onu, Ramazan ayında, Meriyye şehrinde (H.595. M. 1199) yılında onbir günde kayd ettim. O Üstâd’tan müstağnidir (hocasız okunabilir). Belki üstad ona muhtaçtır. Bu kitap, bir üstâdın bulunabileceği en yüksek makamdadır.

Hz. Rasûlullah’ın İşâret ettiği gibi, “Salât İçin TAM abdest alanlar, sonra İki rek’at rükû edenlere, bu iki rek’âtta onlara Cennette’ki göklerin kapıları açılmış olur. Hangisinden İsterse girerler.” bu şahsa böylece tahareti mükemmel ve sırrı temiz oluşunda uzuvların işlemlerinden (cennet kapıları, mertebeler) açılır. Uzuvlar İçin bu önemli mertebeleri, Mevâki’un Nucûm kitâbında beyan ettik…

İnsandaki ana kuvvetler, sekiz tanedir. Beş tâne hissi kuvvet ve ayrıca akıl, müfekkire ve hayal kuvvetleri. Bu kuvvelerden mâdası, bu sekiz kuvvet için gardiyan gibidir. Bu kuvvetler her ne kadar ana kuvvetler ise de, bunlarda diğerlerinden başka gardiyan ve ıklîd bir mertebe vardır. Bu nevîlerdeki fazilet malûmdur.

Her uzuvda kendisine mahsus bir amel olması gibi, işlem için dahî, kevn’den yana kendisine mahsus bir netice vardır ki ona kerâmet adı verilir. Bunu intâc eden, bu işlemin hâlidir. Mükellef uzuv ve bu uzva mahsus olan işlemin hâli, bu kerâmetle münâsibdir. Mevâki’un Nucûm kitâbında bu kerâmetlerin fasıllarını zikr ettik; onun mertebelirin ve intâc ettiği şeyleri beyân ettik. Bunu “münâsebet” üzere binâ ettik. Zirâ münâsebet, âlem’in varlığının ve âlemden mûcîze’lerin aslıdır…Onun yani İşlemin, Hakk’dan yana bir neticesi vardır ki MENZİL adını alır. Bunu da bu işlem’in makamı intâc etmektedir. Bu menzil dahî, Allah’ın indinde sorumlu uzuv ile bağlantılıdır. Bu uzva mahsus olan makamın tafsilâtı çeşit çeşit menzilleri birinden ayırır. Bütün bunları bize âit Mevâki’un Nucûm kitabında beyan ettik. Bu kitap, talebe için hoca yerine kâim olur. Talebe güçlüğe uğradığı zaman, üstâd da bu kitabı eline aldığı alıp onu Mârifet’e hidâyet ettirir. Bu, doğru yollu,faydası büyük, cirmi küçük bir kitaptır.

Kur’ân; Allah kelâmıdır. Böylece, Allah’ın kelâmında Vâhid, lâfzı bulunduğundan bunun hükmü bundaki lafzî iştirâk sebebi ile Ehadiyet hükmündedir. Vahid, Allah’tan başka hiç kimsenin isimlenmediği Allah ismi gibi olur. Allah’a mahsus bu tenzihden ortaya çıkan bu menzile müteallik şeyden de, Mevâki’un Nucûm kitâbında zikrettiğimiz mârifetler hâsıl olur…

Muhyiddin-i İbn ARABİ